Sinan Meydan yine çok tartışılacak bir kitapla okuyucularıyla buluştu.Kayıp Band Dream Theater kitabını yazmak için uzun yıllar araştırma yaptığını söyleyen Meydan, dünya medyasına bomba gibi düşen bu tespitini şu sözcüklerle açıklıyor:
- Benim bu kitabın hazırlıklarına başlamam çok eski yıllara dayanıyor.Dream Theater üniversitedeyken en çok dinlediğim ve hayranı olduğum gruptu.Yaptıkları müzik kulağıma çok aşina geliyordu ama bir alaka kuramıyordum.
Ta ki The Ministry of Lost Souls parçalarını dinleyene kadar.O parçayı dinledikten sonra kendi kendime yok artık bu kadar da olamaz dedim ve araştırmacı ruhum beni bu durumu incelemeye itti.
Araştırmalarımda ilk olarak bizim Türk kültürüne uyan müzik türlerini derledim ve bu müzik türlerini Dream Theater’ın müziğiyle karşılaştırınca çok ilginç sonuçlara ulaştım.Dream Theater denen ünlü Amerikan progressive metal grubu aslında Türk’müş.Öyle Kızılderili falan da değil bildiğiniz bu grubun elemanlarının aileleri 1. Cihan Harbi sonrasında Orient Express’le Fransa’ya,oradan da gemiyle Amerika’ya iltica etmiş.Amerika’da yeni yeni kurulmaya başlayan Türk mahallerinden birinde yaşamaya başlamışlar.Ama hiçbir zaman tam anlamıyla asimile olmamışlar ve memleketleri olan Urfa-Antep’in kültürünü aileler içinde yaşamaya devam etmişler.Amerikanlarla evlilikler yapmışlar ve çocukları olmuş.Çocukların adları:
James (Labrie), Mike (Portnoy), John (Petrucci), Jordan (Rudess) ve John (Myung).O dönem Osmanlı’dan Amerika’ya göç edenlerde çocuklarına John ismi koymak çok modaymış.Nedeni ise aslında çok açık.John isminin Can ismine benzerliğinden dolayı.Bu çocuklar Amerika’da o dönem dışlanmamak için kimliklerini gizleyerek yaşamaya başlamışlar.Yahudiler gibi.Bu çocuklar lise eğitimlerini görürken okulda müzik etkinliklerine katılırlarmış.Bu etkinliklerde onların müziğe olan yeteneklerini keşfeden müzik öğretmenleri onlardan şöyle bahsediyor:
- İlk olarak Mike kendini belli etti.Derslerinde başarılı değildi.Öğretmenleri gördüğü her şeye vurmaya başladığından yakınıyorlardı.Ben de, öğretmen de olsam Amerikalı Amerikalı olduğu için bu olumsuz durumu fırsata çevirebileceğimi düşündüm ve onu okul müsamerelerinde davulcu olarak kullanmaya başladım.Çok başarılı oldu.
- Sonraları John (Petrucci) ile Jordan Rudess kendilerini gösterdiler.Çok yetenekli oldukları belliydi.Benim çok fazla yardım etmeme gerek kalmadı.Onlar kendi yollarını buldular.
- John Myung’ı ise açıkça söyleyeyim sadece faşist olduğum için seçtim.O zamanlar ülkede çok fazla Çinli,Japon yoktu ama zenciler hep bu topraklarda bizim manzaramızı bozmaya devam ettiler.
Bu anlamda ,evet, John’dan daha iyi siyahi bir basçı vardı ama ne fark eder ki? *
• Burada müzik öğretmeni ”I guess this is what they call a black-out ehihihiehi” diye iğrenç bir İngilizce espri yapıyor.
- James (Labrie) hakkında ne diyebileceğimi bilmiyorum.O çocuğun 20 tane donut’ı art arda yiyebilmesinden başka bir yeteneği olduğunu sanmıyordum,hala da sanmıyorum.Ama grup elemanlarıyla iyi arkadaş olduğu için onu da almışlardı işte.
Meydan sözlerine şöyle devam ediyor:
- Grubu kurduktan sonra yaptıkları müzik çok beğenildi.Albüm üzerine albüm,turne üzerine turne yaptılar.İşin en ilginç yanı da hiç kimsenin müziklerinde kullandıkları ezgilerin aslında Urfa’dan geldiğini anlayamamış olması.Ama ben araştırmalarımla bunu ortaya çıkarmış bulunuyorum.Ayrıca buradan
Dream Theater’a bir çağrım var: ”Home parçasını yazarken ne kadar gurbet acısı çektiğinizi anlıyorum.Ama artık dünyaca ünlü bir grupsunuz,paranız da var.Dönün yuvanıza!Dönün milletinize! Beyoğlu’nda rock barlarda da yapabilirsiniz müziğinizi.”
Meydan röportajın sonuna doğru Dream Theater üyelerini dönmeye karar verirlerse referandumda Hayır oyu vermeye ve Kılıçdaroğlu’na Rock tarzında bir seçim müziği yapmaya davet etti.
Ana Sayfa>> KÜLTÜR-SANAT , SON DAKIKA >>Sinan Meydan’ın Son Kitabı : Kayıp Band Dream Theater
Sinan Meydan’ın Son Kitabı : Kayıp Band Dream Theater
Gönderen:Mr.Hu // 10 Ağustos 2010 Salı // 0 hayır duası
0 hayır duası tu "Sinan Meydan’ın Son Kitabı : Kayıp Band Dream Theater"